13 Mart 2012 Salı

Yaşlanma Etkileri

Yaşlanma, bir organizmanın temel hücreden organlara kadar tüm yapı fonksiyonlarının azalması ve biyolojik verimliliğini yitirmesi, çevresine uyumda güçlük çekmesi, direnç mekanizmalarında gerileme olarak tanımlanmıştır. Kemiklerde zayıflama ve incelme, iç organlarda işlev kayıpları, yağ dokusunda düzensizlikler, boy kısalması, fiziksel ve zihinsel aktivitelerde bazı değişiklikler, kas dokusunda azalma gibi sonuçlar ortaya çıkarken; cildimizde sarkmalar, kırışıklıklar olarak kendisini bellli eden; yaşam sürecinin çocukluk, gençlik, erişkinlik ve yaşlılık gibi durdurulamayacak bölümlerini oluşturan doğal süreçtir.

Geçen yıllarla birlikte cildimiz, nem kaybı ile birlikte esnekliğini kaybetmeye başlar. Cilt altı bağ dokusu hücrelerinin hacim ve sayı bakımından azalmaları ile deri yapısı incelir. Canlılığını kaybetmeye başlayan cilt , yer çekimine karşı koyamaz ve sarkmalar yaşanmaya başlar. İlerleyen dönemde yukarıda saydığımız etkenler ile birlikte yaşlanma süreci devam eder. Genel anlamda etkileri 30’lu yaşlarla birlikte görülmeye başlanır. Dudak yapısında bozulmalar ile birlikte üst dudakta gevşeme ve sarkma meydana gelir. Özellikle alın bölgesi olmak üzere yüzün genelinde kaslar arası çizgiler oluşmaya başlar. 40’lı yaşlara gelindiğinde göz çevresinde kaz ayakları dediğimiz kırışıklıklar belirginleşir, sarkmalardan kaynaklı olarak yüzdeki kırışıklıklarda derinleşmeler görülür. 50’li yaşlara gelindiğinde ise göz altındaki torba oluşumu artık ileri safhalara ulaşmaktadır. Cilt altındaki yağ birikimleri yoğunlaşmaya başlar, alın derisi ve kaslarda düşmeler görülmeye başlanır. İlerleyen zamanla birlikte çizgiler ve sarkmalar çok belirgin bir hale gelir, boyundaki sarkma ile birlikte boyun kasları fark edilir olmaya başlar.

Erken yaşlanmanın ve cilde etkilerinin nedenlerini başlıklar altında toplamak gerekirse; yer çekimi etkisi; psikolojik etkenler (sosyal yaşamın zorlukları, yoğun stres , mutsuzluk, kötümserlik, depresyon); uzun süreli sağlık sorunları (kolesterol ve trigliserit yüksekliği, hipertansiyon, şeker hastalığı, damar sertliği, tiroit bezi tembelliği, karaciğer yetersizliği gibi); genetik hastalıklar, kas ve eklem sorunları, hareketsiz yaşam tarzı, beslenme eksiklikleri yada yanlış beslenme alışkanlıkları; sigara, alkol ve uyuşturucu bağımlılığı, yetersiz ve kalitesiz uyku, dış etkenler ( yoğun çevresel kirlilik ve hava kirliliği, güneşin zararlı ışınları, radyasyon), yanlış yada cilt yapımıza uygun olmayan kozmetik ürünlerin kullanımı bu anlamda temel sebepler olarak sıralanabilir.
Yaşlanma etkilerini azaltmak için; dengeli ve sağlıklı beslenmek, ani kilo artışı yada düşüşüne dikkat ederek uygun kiloyu muhafaza etmek; düzenli egzersiz ve spor yaparak hareketsiz yaşam tarzından uzak durmak; çevrenizle sağlıklı ilişkilerde bulunarak sosyal aktiviteler ile canlı ve aktif kalmak, hayata karşı pozitif gözle bakmak; stresten ve yoğun günlük yaşam temposundan kaçınmak, yeterli ve kaliteli bir uyku düzenine sahip olmak, dinlenmeye vakit ayırmak; düzenli olarak tıbbi kontrolden geçmek, doktorunuzun tavsiye ettiği ilaçları kullanarak gereksiz ilaç kullanımından kaçınmak; sigara ve alkolden uzak durmak; olumsuz dış ortam şartlardan uzak durmak (yoğun güneş ışığı,hava kirliliği, ani sıcak ve soğuk ısı değişimleri, radyasyon gibi), genetik anlamda ailenizin sağlıksal geçmişini bilmek ve uygun tedbirleri almak, kullandığınız kozmetik ürünlerin cildinize uygunluğuna ve kalite değerlerine dikkat etmek, yüz bölgesine yoğun makyaj ve kimyasal işlem uygulamalarından kaçınmak, gerekli önlemler olarak karşımıza çıkacaktır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder